Mersin de Turizm ve Gastronomi üzerine birkaç not...

Mersin de Turizm ve Gastronomi üzerine birkaç not.
10 Ocak 21:11 2020

Mersin de Turizm ve Gastronomi üzerine birkaç not.

 

Hani Ä°stanbul için kullanılan bir terim vardır;  ‘’Ä°stanbul’un taşı toprağı altındır’’ aslında Mersin’in iklim, coÄŸrafi ve tarımsal yapısını düÅŸündüÄŸüm zaman bu cümlenin tam manasıyla Mersin için de geçerli olduÄŸunu söyleyebilirim.

Mesela ÅŸehir merkezinden sadece 15 dakika uzaklıkta bile çok verimli tarım alanları bulunmaktadır. Buradan merkeze günlük taze sebze ve meyve ulaÅŸmaktadır. Åžehre yine tarımsal olarak baktığımız zaman, organik tarıma da çok elveriÅŸli iklim ve coÄŸrafi yapıya sahip olduÄŸunu görmekteyiz. 

Mersin dedik denizden bahsetmedik deÄŸil mi? Dünyanın en güzide sahil ÅŸeritlerinden birinde yer alıyor Mersin.  Olaya ÅŸöyle bakıyorum, Tarım var, sahil var yani gastronomi ve Turizmin geliÅŸmesi için en önemli iki etken mevcut peki Mersin’de gastronomi ne durumda? 

Ben bir ÅŸef olarak, yaklaşık iki yıldır Mersin’de yaşıyorum. Haliyle insan ÅŸef olunca dünyaya biraz gastronomik bakmayı öÄŸreniyor, baktıklarını da bir yerlere aktarmayı, paylaÅŸmayı seviyor. Ya da ben en azından seviyorum.

Mersin,  benim gözlemlediÄŸim kadarıyla mutfak kültürü ve gastronomi olarak ciddi anlamda irdelenmesi gereken bir ÅŸehirdir. Göç alan ÅŸehirler nedense kendi mutfaklarına sahip çıkamıyorlar. Åžehre göçle gelen insanların ÅŸu an Mersin’de mutfak kültürü olarak daha baskın diyebilirim. Çok kültürlü ÅŸehirlerin yemek kültürleri de kozmopolitik olması elbette kaçınılmazdır ve Mersin’in yemek kültürü de bu durumdadır. 

Ben yemek kültürünün yaÅŸayabilmesi için evlerden çok lokantalarda piÅŸiyor olmasını önemsiyorum. Bunun nedeni, lokantalarda piÅŸen yemekler talebe göre çıkar talep gören yemekler de devamlılık açısından bakıldığında yaÅŸayan yemeklerdir.

Mersin yemek kültürü açısından maalesef yenilgiye uÄŸramış bir ÅŸehirdir, kendi has yemeklerini lokantalara taşımayı baÅŸaramamıştır. Tabii bu kendiliÄŸinden oluÅŸan bir ÅŸey deÄŸil yukarıda da bahsettiÄŸim gibi göç eden insanlar kendi yemek kültürlerini de göçle taşımışlar. Ve bu göç Mersin’in yemek kültürünü ÅŸehrin merkezinden uzaklaÅŸtırıp Yörüklerin hâkim olduÄŸu daha çok ÅŸehrin kırsalına doÄŸru hapsolmuÅŸ diyebilirim. Åžehir merkezinde ise toplama bir mutfak hâkim kebapçılar, ciÄŸerciler, dönerciler ve tabi ki ÅŸehrin efendileri tantuniciler  ve bir gerçek daha doÄŸu illerinde hakim olan piÅŸirim fırınları. Tantuniciler ve piÅŸirim fırınlarının özel bir yeri var bu ÅŸehirde.

Tantuniciler gittikçe çoÄŸalan çoÄŸaldıkça daha da çoÄŸalan daha da çoÄŸaldıkça kalitesizleÅŸen küçük küçük iÅŸletmelerdir. Mersin’de iyi ve kaliteli tantuni yapanları tenzih ederim elbette köklü ve markalaÅŸmış tantuniciler de var. 

Fakat yine de Mersin gastronomisi açısından tantuni bence irdelenmesi gereken bir konudur. Kimisine göre tantuni Mersin’in diÄŸer yemeklerinin yaygınlaÅŸmasındaki en büyük engeldir. Kimisine göre ise tantuni hak ettiÄŸi deÄŸer ve markalaÅŸmaya henüz sahip deÄŸil bana soracak olursan ikisi de derim. Talep var gittikçe yaygınlaşıyor yaygınlaÅŸtıkça da has lezzetinden uzaklaşıyor çünkü her kesime ekonomik hale getirilmeye çalışılıyor bu da beraberinden çok fazla tantunici ve gittikçe özünden uzaklaÅŸan bir yemek haline geliyor. Bu durum gerçekten kaliteli ve lezzetli tantuni yapan iÅŸletmelerin markalaÅŸmasının önünde ciddi bir engel olarak görülmektedir. Dolayısıyla, yaÅŸasın mı tantuni? YaÅŸamasın mı? demeden alamıyor insan kendini.

Gelelim piÅŸirim fırınlarına, bu fırınlar doÄŸu ve güney doÄŸu kültüründe oldukça yaygındır. Özellikle Åžanlıurfa, Gaziantep ve Diyarbakır’da her köÅŸe başında bir piÅŸirim fırınına rastlamak mümkün ki zaten piÅŸirim fırını kültürü de bu ÅŸehirlerden Mersine göç eden insanlar tarafından Mersin’e getirilmiÅŸtir. Mersin daha çok Güney DoÄŸu Bölgesi’nden göç alan bir ÅŸehirdir haliyle insanlar kendi kültürlerini de Mersin’e taşımakla kalmamış ve ÅŸehirde bu kültürü hâkim kılmışlardır. PiÅŸirim fırınları da böyle doÄŸmuÅŸtur ve halen Mersin’de bu kültür devam etmektedir.  Neredeyse her mahallede bir fırına rastlamak ve hatta bazı mahallerde birkaç fırına rastlamak mümkündür. PiÅŸirim fırınlarının getirdiÄŸi bir baÅŸka kültür ise bu fırınlarda piÅŸirilen sıcak tırnaklı pide ve lavaÅŸ ekmeÄŸidir. Bu konuda bir araÅŸtırma yapmasam da Mersin’de tüketilen ekmeÄŸin büyük bölümü somun ekmeÄŸinden daha çoÄŸu bu pideler ve lavaÅŸlardır.

Bu arada “Cezeryeyi unuttunuz!” gibi bir söylemi sizlerden duyar gibiyim. Elbette unutmadım! Cezerye ana malzemesi havuç olan, cevizlisi ve fındıklısı yapılan bir tatlı türüdür.  Lakin, daha çok Mersin dışından gelenlerin hediyelik olarak paket yaptırdıkları tantuniden sonra Mersine has tatlardan biridir. Yani Mersin’de yemekten sonra ver bir cezerye de yiyelim denilen bir tatlı deÄŸildir. DoÄŸrusu yapılınca lezzetli ve saÄŸlıklıdır. 

Kerebiç de günümüze gelmeyi baÅŸaran Mersin’e has bir tatlıdır. Neredeyse tüm pastanelerde kerebiç bulmak mümkündür ve özellikle bu tatlı bayramların vazgeçilmezidir. Kerebiç, ana malzemesi irmik, ceviz, ve fındık olan çöven bitkisinin kökünden elde edilen köpükle servis edilir. Aslında marjinal bir tatlıdır. Mersin’e geldiÄŸinizde kerebiç yemeÄŸi ihmal etmeyin derim. Ama ne yersen ye ustasından ye diye bir sözüm var onu da unutmadan tabii ki.

Mersin turizm açısından yalnız ve sahipsizdir. Yatırıma muhtaç bir sahili ve sadece yerli turist ve günübirlikçilerin kullandığı müthiÅŸ bir denizi vardır. Harikulade koyları, upuzun sahilleri turizm potansiyeli açısından önemli deÄŸerlerdir. 

Mersin sahilinde beÅŸ yıldızlı otel sayısı bir elin parmağını geçmeyecek sayıdadır. Bu oteller zamanında kaliteden ödün vermemek için bir çabaya girse de maalesef ÅŸehre yabancı turistin gelmemesinden dolayı oteller yenilgiye uÄŸrar bu da ciddi bir ekonomik kayıp olarak yansır. Bu da beraberinde kalitesiz bir hizmet ve yemek gibi turizmin can alıcı problemlerinden biri haline gelir. 

Özetle söylemek gerekirse, Mersin’de gastronomi alanında yatırıma ve farkındalık yaratacak projelere ihtiyaç vardır. Ayrıca, coÄŸrafi iÅŸaretli ürünler için giriÅŸimlerde bulunmak elzemdir! KaybolmuÅŸ ya da kaybolmaya yüz tutmuÅŸ yemeklerinin derlenip yeniden günümüze kazandırmak yemek kültürünün geliÅŸmesi için deÄŸerli bir giriÅŸim olabilir.  Tantuni, cezerye ve kerebiç’in markalaÅŸtırma çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Son olarak, turizmin canlandırılması için bilinçli yatırıma ve en önemlisi havalimanına ihtiyaç vardır.

Chef Yılmaz Almaz

www.yilmazalmaz.net

yilmazalmaz@gmail.com



Emoji Ä°le DeÄŸerlendir

1 Mutfak Haber Emoji İnanılmaz

İnanılmaz

3 Mutfak Haber Emoji MuhteÅŸem

MuhteÅŸem

0 Mutfak Haber Emoji BeÄŸendim

BeÄŸendim

0 Mutfak Haber Emoji BeÄŸenmedim

BeÄŸenmedim

0 Mutfak Haber Emoji Üzüldüm

Üzüldüm


Yorumlar