Özay Akar, ilhamını mutfağın özgürlüğünden alıyor

Özay Akar, ilhamını mutfağın özgürlüğünden alıyor
27 Aralık 20:44 2019
Radisson Blu Hotel ÅžiÅŸli’nin Executive Chef’i Özay Akar’ın sürdürülebilir ve doÄŸal malzemeleri kullanarak birbirinden lezzetli yemeklere imza atarken en büyük hassasiyeti, özü deÄŸiÅŸtirmeden lezzeti yakalamak… MesleÄŸinin kendini ifade etme özgürlüÄŸü sunduÄŸunu söyleyen Akar, “Mutfak ÅŸefin dokunulmaz alanı. Elinizde binlerce içerik var ve bunları birleÅŸtirerek deÄŸiÅŸik yemekler yapabilirsiniz. Bundan daha büyük bir özgürlük yok” diyor.

Yaklaşık iki yıldır Radisson Blu Hotel ÅžiÅŸli’nin Executive Chef’i olarak görev yapan Özay Akar, 25 yıldır gastronomi sektörünün içerisinde bir isim. Bolu Mengen’de büyüyen Akar, küçük yaÅŸlardan itibaren aÅŸçılık mesleÄŸine gönül vermiÅŸ. DoÄŸal ve yalın sunumlardan yana olan ÅŸef, Radisson Blu Hotel ÅžiÅŸli içerisinde hizmet sunan iki restoranda da bu hassasiyetle çalışmalarını yürütüyor. “Responsible Business” mottosuyla hizmet sunan otelde mevsimselliÄŸi, sürdürülebilirliÄŸi ve çiftçiyi destekleyen bir yapı bulunuyor. Bu anlayışla konuklarından da tam not almayı baÅŸaran otel, yaz dönemini yüzde 100 dolulukla geçirdi. Ayrıca 2018-2019 yıllarında kendi bölgesinde yer alan Radisson Blu otelleri içerisinde yılın franchise oteli olarak seçildi. Åžef Özay Akar’la hem otel restoranlarının baÅŸarılı çizgisini hem de kendi mutfak anlayışını konuÅŸtuk.

AÅŸçı olmaya nasıl karar verdiniz?

Ben Bolu Mengen’de büyüdüm. O dönemde Türkiye’nin birçok yerinde aÅŸçılık mesleÄŸi bilinmezken Mengen’de çok popülerdi. Festival dönemlerinde Türkiye’nin çeÅŸitli otellerinden ünlü aÅŸçılar, güzel yemekler hazırlayıp sunum yaparlardı. O dönemlerimden beri aÅŸçılığı prestijli ve elit bir meslek olarak gördüm. Ä°lkokuldan sonra Bolu’daki aÅŸçılık okulunu kazandım. 1997 yılında mezun olduÄŸumda Türkiye’de gastronomi lisans eÄŸitimi yoktu. Ben de mutfaÄŸa yakın olması dolayısıyla Gazi Üniversitesi Beslenme ÖÄŸretmenliÄŸi bölümünde eÄŸitim aldım. Bir süre mutfakta çalıştıktan sonra sekiz yıl kadar öÄŸretmenlik yaptım. Ardından devlet memurluÄŸundan istifa edip sektöre geri döndüm. Yaklaşık 10 yıldır sektörde çalışmaya devam ediyorum.

MesleÄŸinizin en çok hangi özelliklerini seviyorsunuz?

Aslında bu mesleÄŸi tarif ederken içerisine sığdırılacak çok ÅŸey var. Ä°lk olarak bana sunduÄŸu yaratıcı olabilme halini seviyorum. Bir domatesten 50 çeÅŸit ürün üretebilmek kendini ifade edebilmeyi ve özgürlüÄŸü de saÄŸlıyor. Ardından hazırladığım tabaklarla insanları mutlu etmeyi çok seviyorum. Bu beÄŸeni beni oldukça tatmin ediyor. Ayrıca sürekli araÅŸtırma ve geliÅŸtirme halindeyiz. Yemeklerle birlikte dünyayı geziyorsunuz. Kendiniz geliÅŸirken yanınızda çalışan insanları da eÄŸitiyorsunuz. Tüm bunlar mesleÄŸimin en sevdiÄŸim tarafları.

Otelde hangi alanlarda yeme-içme hizmeti sunuyorsunuz? Ä°ÅŸleyiÅŸi anlatır mısınız?

Ä°ki restoranımız var. Biri Bon a Petit Cafe. Patisserie ürünlerinin yanında öÄŸle ve akÅŸam servisinde orada smart casual ve hızlı servis edilen yemekler sunuluyor. Otelin ana restoranı konumunda ise Steak n More Ä°stan’bull bulunuyor. Sabah kahvaltı servisinin de verildiÄŸi bu restoranda çok güzel steak çeÅŸitlerinin yanında her konuÄŸumuza hitap edecek çeÅŸitli alternatifler mevcut. Ayrıca otelin 291 odası bulunuyor. Dolayısıyla oda servisi de çok yoÄŸun olduÄŸumuz bir alan.

Mönüleri ne gibi hassasiyetler üzerine kurguluyorsunuz?

Mönüleri oluÅŸtururken birden çok kritere uygunluÄŸu esas alıyoruz. Bunlardan ilki misafir beklentisi. Misafirin neyi yemek istediÄŸini zaman zaman anketler de yaparak çok iyi analiz ediyoruz. Buradan gelen dönüÅŸler bizim için önemli. Ä°kinci olarak ÅŸirketimizin bir kalite standardı var. Responsible business mottosuyla hareket ediyoruz. Bu anlamda da sürdürülebilir ve organik ürünlerle çalışarak çiftçiyi destekliyoruz. Mevsiminde olmayan balık ürünlerini almıyoruz. Süt dana ve kuzu kullanmıyoruz. Gelecek nesillere aktarabilir olmak bizim için önemli. Tüm bu kriterlere baÄŸlı olarak mönülerimiz içerisinde yaklaşık 25 tane vejetaryen yemeÄŸimiz var. Hem hayvansal hem bitkisel protein ağırlıklı yemekler kurguluyoruz. Raw ve vegan ürünler de mönüde yer alıyor. Isıl iÅŸlem görmüÅŸ yaÄŸları kullanmıyoruz. Ayçiçek yağını ise sadece fritözde kullanıyoruz. Mönüleri oluÅŸtururken beslenme kurallarına dikkat ederek her besin öÄŸesine yer verecek ÅŸekilde ki burada eÄŸitimim de devreye giriyor, yemekleri birleÅŸtirmeye çalışıyorum. BeÅŸ aylık bir çalışmanın sonunda ekÅŸi mayayla pizzalar hazırladık. Çok eski bir mayadan elle açılarak hazırlanan pizzamızı doÄŸru domates sos ve mozeralla peyniriyle birleÅŸtirdik. Aynı ÅŸekilde hamburger için de bu tarz bir çalışma gerçekleÅŸtirdik. Birçok yeri gezip deneyimledikten sonra brioche ekmeÄŸinin en uygun ekmek olduÄŸuna karar vererek doÄŸru hamburger köftesiyle buluÅŸturduk. Åžu anda en sevilen ürün gruplarımız arasındalar.

Genel hatlarıyla yemek anlayışınızı nasıl tarif edersiniz?

Benim tarzım doÄŸalı, doÄŸallıyla servis etmek. Algının da Türkiye’de bu yönde ilerlediÄŸini düÅŸünüyorum. Bir ürünü alıp günlerce marine ederek tadını baÅŸka bir ÅŸeye çevirmek deÄŸil bizim yaptığımız. Biz en taze balığı en güzel haliyle alıp tuz, karabiber, zeytinyağıyla marine edip ızgarada çok az piÅŸirip kurutmadan misafire orijinal lezzetiyle sunmayı hedefliyoruz. Mesela çok dry aged yapmıyoruz. YumuÅŸak etleri bir hafta kadar dinlendirip o ÅŸekilde servis ediyoruz. YemeÄŸin özünü deÄŸiÅŸtirmek bana çok uzak bir ÅŸey. Ben yemeÄŸi daha lezzetli hale getirme çalışması yaparım.

Sizin en sevdiÄŸiniz mutfaklar hangileri? Tercihinizi neye göre belirliyorsunuz?

Åžef olarak bir ayrım yapmak çok zor aslında. Ama Akdeniz Mutfağı’nı sevdiÄŸimi söyleyebilirim. SevdiÄŸim ülke mutfaklarını Türkiye, Yunanistan, Ä°spanya, Fransa, Ä°talya hatta Afrika kıyılarına kadar da çeÅŸitlendirebiliriz. Bu ülkelerin doÄŸal ürünleri çok cezp ediyor beni. Çok rafine edilmiÅŸ lezzetlerden doÄŸallığı bozuyorsa uzaklaşıyorum.

Kullanmayı en sevdiğiniz malzemeler neler?

Tereyağı kullanmayı seviyorum. Ocakta piÅŸmiÅŸ yemeÄŸi en son baÄŸlarken bir parça tere yağı atıp onun lezzetine aroma katmak çok hoÅŸuma gidiyor. Zeytinyağı kullanmayı da çok seviyorum. Salataların yanı sıra et bile servis ederken üzerine bir parça döküp öyle servis ederim. Taze zeytinyağı lezzeti yemeklere geçsin isterim. Balıkla uÄŸraÅŸmak da çok hoÅŸuma gidiyor.

Pişirme teknikleri konusunda favorileriniz var mı?

Ben doÄŸru ürünü doÄŸru teknik uygulayarak piÅŸirme taraftarıyım. Elinizde çok sert bir et varsa bunu ızgarada yavaÅŸ yavaÅŸ piÅŸirmeniz çok zor. Ürün için doÄŸru tekniÄŸi seçmek çok önemli. ÖrneÄŸin, burada banket yapıyoruz. Her misafire aynı kalitede aynı servisi verebilmenin tekniÄŸini kullanmak gerekiyor. Bu noktada genellikle sos içerisinde uzun zamanda piÅŸirme tekniÄŸi ya da sous vide tekniÄŸi kullanıyorum. Ama beÅŸ kiÅŸiye yemek piÅŸireceksem o zaman ızgarada piÅŸirmeyi tercih ediyorum.

Reçetelendirme konusunda neler düÅŸünüyorsunuz? Siz nasıl bir yol izliyorsunuz?

Biz yeni nesil aÅŸçılar olarak reçeteye önem veriyoruz. Bu ülkenin en önemli problemlerinden birisiydi reçetelendirme. Bizim ustalarımız ve onların ustaları çok nadiren not alırmış. Her ÅŸeyi göz kararı yaparlarmış. Bu da maalesef standart reçetelerin oluÅŸmasını zorlaÅŸtırdı. Ve birçok eski ustamızın teknikleri kayboldu gitti. Bu noktada reçetelendirme yanında çalışan personelin standart ürünü yapmasına olanak saÄŸlamanın yanı sıra sonraki nesillere aktarım için en önemli kriterlerden biri. Ben çıkan her yemeÄŸin standart reçetesi yazıyorum. Her personelim temin edebiliyor.

Türk Mutfağı’nı geliÅŸtirmek adına sizce ÅŸeflerin üzerine ne gibi görevler düÅŸüyor?

Türk Mutfağı denildiÄŸinde birkaç ayrım yapmak gerekiyor. Ä°lki unutulmuÅŸ Türk Mutfağı. Åžu anda herhangi bir kaynaktan ulaÅŸmak çok zor. Ä°kinci olarak, evlerde halen yapılan bir yemek kültürümüz var. Bir de saray mutfağından otellere ve lokantalara devÅŸirilmiÅŸ bir mutfak var. Bunların ayrımını çok iyi yapmak lazım. Bizim ÅŸefler olarak unutulmuÅŸ Türk Mutfağı’nı ortaya çıkarmamız gerekiyor. UnutulmuÅŸ reçeteleri araÅŸtırarak o zamanki malzemeleri ve piÅŸirme tekniklerini bulmalıyız. Evde piÅŸen yemeÄŸi endüstriyel mutfaÄŸa aktarmak ve malzemelere ulaÅŸmak da zor olabilir. Ama biz ÅŸefler olarak bunu baÅŸarıp, o standart reçeteyi çıkarıp, 12 ay boyunca restoranımıza gelen insanların tadabileceÄŸi hale getirmeliyiz. Çünkü endüstriyel mutfak için bir yemeÄŸin lezzetinin yanında malzemelerini 12 ay boyunca tedarik edebilmek önemli. DiÄŸer türlüsü endüstriyel mutfakta bir anlam ifade etmiyor. Önce iç piyasada bu ürünlerin sürdürülebilirliÄŸini saÄŸlayarak geliÅŸtirmeliyiz. Ardından iç piyasadan ÅŸefler olarak yurtdışına gittiÄŸimizde Türkiye’deki bir ürünü orada ithal edip kullanmak dünyaya yayılmak da oluyor.

Sizin mutfağınızda sunum ne kadar ne kadar önemli? Nasıl bir yol izliyorsunuz?

Sunumda doÄŸalı bozmamak önemli. Ama sonuçta yemekte lezzet, sunum ve hijyen birbirini tamamlıyor. Çok lezzetli bir yemeÄŸi doÄŸru bir sunumla sunmazsanız hak ettiÄŸi deÄŸeri bulamıyor. Sadece lezzete odaklanmak doÄŸru deÄŸil ama birinci odaklanılacak konu da lezzet.

Gastronomi eÄŸitimi alan öÄŸrencilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Onların geçtiÄŸi yoldan geçtim. AÅŸçılık okulunun beÅŸinci mezunlarındanım. Kendilerini hem okul hem staj eÄŸitimi konusunda eÄŸitmelerini tavsiye ediyorum. Bunun ikisini aynı anda yürütmeleri iki ayak üzerinde saÄŸlam durmalarını da saÄŸlar. Daha fazla araÅŸtırma, seyahat etme, daha fazla ürüne ulaÅŸmaya gayret etme, ÅŸef araÅŸtırma gibi çeÅŸitli ayaklar da sizi güçlendirir. Bunların hepsini yapamasalar da en azından okul ve çalışma hayatını bir arada yürütmeliler. Benim yanımda da hem üniversiteyi okuyup hem çalışan çok personelim var. Onları destekliyorum. Mutlaka kalfalık ya da ustalık belgesi alma koÅŸulu getiriyorum. Hem kendilerine hem de iÅŸletmeye bir yatırım olmuÅŸ oluyor. Gittikleri yerlerde ‘Åžef Özay Akar’ın yanında çalıştılar ve ne kadar donanımlı geldiler’ denmesi de beni motive ve mutlu eder. Mengen AÅŸçılık Okulu Mezunlar DerneÄŸi’nin BaÅŸkan Yardımcısıyım. ASOMDER olarak biz yılda bir sefer üniversite öÄŸrencilerine yönelik aÅŸçılık kampı düzenliyoruz. Kampta aktif olarak rol alıyorum. Yaklaşık 61 ilden 120 üniversite bölümü Türkiye’nin ilk aÅŸçılık okuluna geliyorlar. Bir hafta boyunca biz onlara eÄŸitim veriyoruz. Üç günlük bir çalıştay da sektör sorunları konuÅŸularak sektöre destek olmaya çalışıyoruz.

 

www.radissonhotels.com



Emoji Ä°le DeÄŸerlendir

0 Mutfak Haber Emoji İnanılmaz

İnanılmaz

1 Mutfak Haber Emoji MuhteÅŸem

MuhteÅŸem

0 Mutfak Haber Emoji BeÄŸendim

BeÄŸendim

0 Mutfak Haber Emoji BeÄŸenmedim

BeÄŸenmedim

0 Mutfak Haber Emoji Üzüldüm

Üzüldüm


Yorumlar