ŞEF DENİZ ORHUN-Çin ve Türk mutfağının ortak noktaları

Türk mutfak imparatorluÄŸumuzun global ekonomideki yerini koruması için mutfağımıza teknolojinin girmesi gerekiyor. Yeni ürünleri ve mutfağımızı, geleneÄŸimizin yoÄŸurduÄŸu sistemle yeni dünya düzenine adapte ederek ilerlemeliyiz.
Kullanılmayan kaynakların bol olduÄŸu ülkemizde bor madeninin iÅŸlenmesinden tutun, ormanlarda bedava bulunan ve Fransa’da kilosu 500 euroya satılan “kuzugöbeÄŸi” mantarına kadar ülkemiz ve mutfağımız için gerekli iÅŸleri teker teker yapıyoruz. Bor her alanda, mutfakta ve bitkilerde önemli. Bitkinin hücre duvarında rol alan bor, hücre duvarının saÄŸlamlığını ve dolayısıyla bitkinin dayanıklılığını artıran bir madde. EÄŸer bunu iyi kullanırsak, iklim deÄŸiÅŸimlerinde ülkemize büyük bir avantaj saÄŸlıyor. Her yönden teknoloji gerekli.
GeçtiÄŸimiz aylarda; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Çin BüyükelçiliÄŸi, Çin Kültür Bakanlığı, Çin Mutfak BirliÄŸi ve üniversite bazında BaÅŸkent Üniversitesi Türk Mutfak Kültürü AraÅŸtırma ve Uygulama Merkezi-Thermopolium Gastronomi Akademisi iÅŸ birliÄŸiyle 2018 "Çin Yeni Yılı" kapsamında düzenlenen Çin Gastronomi Kültür Festivali’nde çalışmanın tohumları atıldı. Türk mutfağının temelleri ile Çin mutfağının temellerinde birçok benzer nokta bulunuyor.
Bu yazımda ortak noktalarımızdan bahsedeceÄŸim. Çin mutfağı; devamlı yeni ürünler üreten ve teknolojiyi geleneÄŸiyle yoÄŸurup insan saÄŸlığına hizmet eden bir mutfak türü.
Ä°pek Yolu Ekonomik KuÅŸağı inisiyatifi çerçevesinde Çin ile Türkiye'nin dostluÄŸunu pekiÅŸtirmek, Çin yemek bilim ve kültürünü tanıtmak üzere gerçekleÅŸtirilen “Çin Gastronomi Kültür Festivali” kapsamında ülkenin dünyaca ünlü master ÅŸefleri, Türk meslektaÅŸlarıyla bir araya geldi. Bu bilgi alışveriÅŸinde atılan tohumlar, gastronomi ticaretine ve mutfak teknolojilerinin ilerlemesine, saÄŸlıklı beslenmeye hizmet ediyor.
Yemek kültürü bir ülkenin tarihini, savaÅŸlarını, sosyo-ekonomik durumunu, mizahını, politikasını gösteren en önemli unsurlardandır. Çin ve Türk mutfak kültürü dünyanın en büyük iki mutfak imparatorluÄŸudur. Türkler Orta Asya’dan batıya ilerlerken hem mutfak kültürünü etkiledi hem de etkilendi. Bir malzemenin yayılmasında, geliÅŸmesinde ve bulunduÄŸu ortamın kültürüyle yoÄŸrulmasında beslenme alışkanlıklarımızın ve yaÅŸam tarzımızın etkisi büyük oldu. Mantının Uzak DoÄŸu’dan geliyor olması ve ÅŸekli dahil uÄŸradığı deÄŸiÅŸiklikler buna bir örnektir. 14. yüzyıla ait bir Çin ansiklopedisinde Türk yemek tarifleri arasında pirak/börek, tutmaç, kurut ve kavurma bulunuyor. Bugün hala benzer tatlar Çin’de var, benzer tatların Türkiye’de olması gibi. Bu örnekleri çoÄŸaltabiliriz.
Kökeni Afrika olan karpuz Çin’e Türkler tarafından götürülmüÅŸtür ve “batılı kavun” olarak bilinir. Ortak damak zevklerimizin izlerini bulabiliyoruz.
Eski Çin yemek kültürü 4 ana bölümden oluÅŸur. Modern Çin yemek kültürü 8 ana bölümden oluÅŸur. Bunlar bölgelerdir ve her bölgenin tat özelliÄŸi yemeklerin hamurlu, acı ya da ekÅŸi olmasına, et ya da balık yemeÄŸi olmasına göre farklılıklar gösterir. ÖrneÄŸin; Jiangsu, Zhejiang ve Cantonese (hafif ve tatlı yemekler), Fujian, Anhui (yabani orman malzemelerinin kullanıldığı yemekler), Shandong (taze, tuzlu ve balık ürünlerinin kullanıldığı yemekler), Hunan (baharatlı, acı , ekÅŸi yemekler), Sichuan (çok acı, ekÅŸi ve dil gıdıklayan yemekler). Türk yemek kültüründe de aynı özellikleri görebiliyorsunuz. Bizim yemeklerimiz de bölgelere ve bölgelerin geleneklerine göre ayrılmış, hikayeleÅŸmiÅŸtir. Bizde de 7 bölge bulunmaktadır.
Aynı yemeÄŸi Karadeniz’de farklı, Anadolu’da farklı yersiniz. Ä°ki tarafın da yemek kültürünün benzerliklerine baktığımızda; iklim, daÄŸlar, toprak yapısı ve hanedanlıkların ekonomik durumlarının halkın beslenme ÅŸeklini biçimlendirdiÄŸini görüyoruz. En büyük fark yazılı kaynakların Çin’de Türkiye’den daha fazla olmasıdır. Bu noktalarda yemekler ve kültür incelendiÄŸinde, iki mutfak imparatorluÄŸu arasındaki benzerlikler ortaya çıkıyor. En büyük benzerlik her iki mutfak imparatorluÄŸunun da kökeninin tıbba dayanmasıdır. Bizdeki yemeklerin ilaç gibi kullanıldığı Hıltlar teorisinin bir baÅŸka ÅŸekli Çin’de de bulunmaktadır.
PiÅŸirme teknikleri; her ne kadar zaman içinde bir miktar deÄŸiÅŸiklik gösterdiyse de bugün temel olarak aynı. Vok tava bizim kullandığımız sac tava ile aynı yapıda. Saklama ÅŸekillerine ve piÅŸirme tekniklerine baktığımızda; tuzlama, kurutma, baharatlandırma ortak noktalarımızdan. Yemekte renk, koku ve tat önem verilen konular. Yemekte renk; bir anlam taşıyor. Koku; ateÅŸin ÅŸiddetine göre yemeÄŸin yapısını ÅŸekillendiriyor ve yemeÄŸin görüntüsünün analizi çok önemli. Parlaklığı, sebzelerin suyunu içinde barındırarak, rengini kaybetmeden ve diriliÄŸini koruyarak piÅŸmesi, lezzetinin ve besin deÄŸerinin yüksek olmasını saÄŸlıyor.
Mutfak kültürümüz Türk tıbbından gelmektedir. Çin yemek kültürü de Çin tıbbından türediÄŸi için çok büyük benzerlik gösteriyor. YemeÄŸin sunumunun sanata dönüÅŸmesi önemli. Nasıl ki; Türk mutfak kültüründe deÄŸerlendirme yaparken, tabaktaki yemeÄŸin rengi, sıcaklığı, soÄŸukluÄŸu, çıtır çıtır ya da yumuÅŸak olması gibi unsurların dengede olmasına bakıyorsak, Çin yemek kültüründe de aynı kavramların dengesi çok önem taşıyor. Sıcak-soÄŸuk dengesine; mantımızın üzerine koyduÄŸumuz sarımsaklı yoÄŸurt örnek verilebilir. Eskiden sıcak helvanın yanında buzla yapılan meyve ÅŸerbeti yer alırken günümüzde yerini dondurmaya bırakması da güzel bir örnek. Çin yemek kültürünün en önemli özelliÄŸinden biri kullanılan malzemelerin karakterinin olması ve tariflerin tat ile saÄŸlık açısından uyumudur.
Ä°ki ülke arasındaki gıda malzemelerinin tanıtımı ve ÅŸefler tarafından kullanılması birçok kapıyı açmaktadır. Hem yeni, faydalı malzemelerin piÅŸirilmesinin öÄŸretilmesi hem piÅŸirme tekniklerinde enerji sarfiyatının engelleneceÄŸi ÅŸekillerinin gösterilmesi açısından bilgi alışveriÅŸi çok kıymetli, bununla birlikte iki ülke arasındaki gıda turizminin oluÅŸturulması ve gıda malzemelerinin ticaretinin ekonomik anlamı büyüktür. Bugün Çin çok büyük bir nüfusa sahip, rakamlar incelendiÄŸinde nüfus büyüklüÄŸüne göre saÄŸlık giderlerinin yüzdesi bizden düÅŸük, bu kadar büyük bir toplumun sakin yapıda ve birçok ülkeye göre saÄŸlıklı olarak yaÅŸamasının en büyük etkenlerinden biri beslenme ÅŸekilleri. Her zaman hatırlamamız gerekiyor ki “Yediklerimiz davranışlarımız oluyor” ve saÄŸlığımızı etkileyen birincil faktör olarak karşımıza çıkıyor. Tük mutfak imparatorluÄŸu büyüyerek devam edecek. Nasıl ki, akıllı telefonları hayatımıza aldık; mutfağımız için de teknoloji, iklim deÄŸiÅŸimleri ve ekonomik ÅŸartlar nedeniyle olan yeni malzemeleri alıp, büyük ÅŸehirlerdeki evlerde giderek küçülen mutfak düzenine göre mutfak kültürümüzü yaÅŸam kültürümüzle yoÄŸuracağız, bilgi ve teknolojiye kültürümüzle anlam katacağız.
Bizim kültürümüzde bazı malzemeler bize ait olmasa da biz çok güzel bir ÅŸekilde bu malzemeleri iÅŸleyen ve aldığımız yemeÄŸi kendimize göre yoÄŸuran bir toplumuz. Her zaman bir geçiÅŸ ülkesiyiz, yemek konusunda da iyi hatta katalizör bir köprüyüz.
Mantının tarihi Uzak DoÄŸu’ya dayanmaktadır. “Mantou” kahvaltılarda yenilen, mantıya benzer bir çeÅŸit Çin ekmek hamurudur. Ä°pek Yolu ticaretleri sırasında bu tarif ülkemize kadar gelmiÅŸ ve tekrar ÅŸekillenmiÅŸtir. Steamed bun adını alan “bun” barbar kafası anlamına gelen bir kelime. M.Ö 250 Çin’in üç imparatorluk zamanında hanedanlıklardan birinde, bir sefer sırasında geçmeleri gereken bir nehrin önüne gelirler ve orada takılı kalırlar. Çünkü nehrin ruhu o kadar hırçındır ki kimsenin geçiÅŸine izin vermemektedir. General “Nehir çok çalkantılı, ruhunu yatıştırmak gerek” der askerlerine. Askerlerinden biri nehrin ruhunu okuduÄŸuna inanır ve ÅŸunu söyler: “Efendim nehrin ruhunu yatıştırmak için 50 adam kurban etmemiz isteniyor”. Ancak general kan dökülmesini istememektedir ve çevrede ne kadar at, inek ne varsa 50 adet öldürtür. Etlerini buÄŸdaydan yaptıkları hamurun içine koydurur ve kafa ÅŸeklinde büyük hamurlar yaptırır, yuvarlayarak nehre atarlar. 50 adam kafası atıldığı düÅŸünülür ve nehir de sakinleÅŸir; general askerlerle birlikte nehri geçer. Ülkemizden UzakdoÄŸu’ya doÄŸru gittiÄŸinizde mantı boyutunun gittikçe büyüdüÄŸünü rahatlıkla fark edersiniz. Bu kadar görmüÅŸ geçirmiÅŸ olduÄŸuna göre “görmüÅŸ geçirmiÅŸ” anlamına gelen “babayani mantı” tarifi geliyor, afiyet olsun!
Babayani Mantı
Paslanmaz çelik tencerelerin iç yapısının pürüzsüz olması, haÅŸlama sırasında diÄŸer tencereler gibi zar baÄŸlatmaz, hijyeni kolay saÄŸlanır. Paslanmaz çelikte yoÄŸurduÄŸunuzda hamurunuz ısınmadan iÅŸlenir. Açarken çürümez.
Servis: 4 kiÅŸilik
Zorluk derecesi: 10 üzerinden 7
PiÅŸirme süresi: 14 dakika
Malzemeler
1 su bardağı soğuk su
1 yemek kaşığı tuz
1 adet yumurta
500 gr un
Ä°ç dolgu malzemeleri
1 adet pırasa
2 adet havuç
2 yaprak lahana
1 tatlı kaşığı zencefil
Tuz
Beyaz biber
1 adet yumurta
Sos:
2 yemek kaşığı soya sosu
5 yemek kaşığı pirinç sirkesi
2 diş sarımsak
Yapılışı
1. Önce hamuru hazırlayın. Hamur kenarda dinlenirken iç dolgu kısmını hazırlayın. Hamurun üzerini dinlendirirken kapatın. Böylece üzeri kabuk-zar tutmaz. Kolay açılır ve lezzetli piÅŸer.
2. Tüm malzemeleri karıştırın ve tencerenizde yoÄŸurun. Kapağını kapatıp bekleyin. Paslanmaz çelikte yoÄŸurduÄŸunuzda hamurunuz ısınmadan glüten geliÅŸtirir. Açarken çürümez.
3. Ä°ç hazırlıkları için tüm malzemeleri küçük doÄŸrayın, yumurtayla karıştırın ve baharatlarını ekleyin. Yumurta sebzeleri baÄŸlama rolü görmektedir.
4. Bardağın kenarıyla yuvarlak ÅŸekilde hamurunuzu kesin. Ä°çine dolgu malzemesini yerleÅŸtirin. Büyük parçalar halinde, bildiÄŸimiz mantılardan farklı olacak.
5. Önce derin tencerenizde haÅŸlayın sonra tereyağıyla tavanızda kızartın. Bol servis yapacağınız zaman, mantılarınızı hazırlayıp, haÅŸlayıp, bu ÅŸekilde derin dondurucuya atabilirsiniz. Böylece sebzeler kötü olmaz.
6. Soya soslu, sirkeli, sarımsaklı sos ile servis edin. Afiyet olsun!
Emoji Ä°le DeÄŸerlendir

İnanılmaz

MuhteÅŸem

BeÄŸendim

BeÄŸenmedim
