Yrd. Doç. Dr. İsmet ESENYEL-Yemek kültürümüz ve Slow Food International

Yrd. Doç. Dr. İsmet ESENYEL-Yemek kültürümüz ve Slow Food International
05 Åžubat 13:26 2018

KIBRIS Gazetemizdeki   “Kalpten ölüyoruz” manÅŸeti beni çok etkilemiÅŸti. Bir de bizim ile aynı cenerasyonda sayılan kiÅŸilerin ani ölüm vakaları talihsiz haberleri;  yazmayı düÅŸündüÄŸüm yiyecek içecek üzerine olan bu yazımı hızlandırdı.  EndiÅŸeli olduÄŸumu söylemek istiyorum çünkü çok acı veren, deÄŸerli kayıplar yaÅŸadıklarımız.  Zamansız her ölüm gibi.  Hareket alanımız iÅŸimiz ve evimiz arasında, arabamız ile geçirdiÄŸimiz zaman ile sınırlı. Eksersiz, spor, bisiklet, yüzme, gibi kavramlar çok uzak gibi. Hayatımıza giren yeni sözcükler, dukan diyeti, karatay diyeti, vs , vs.

Geçen hafta her zaman kullandığım güzergahın dışına çıkıp Girne`den Güzelyurtà giderken daÄŸ yolundan gideyim dedim.

Çok güzel ve bana göre özel bir coÄŸrafyada yaşıyoruz ve turizm sektörü, bu bakir kalmışlığın dezavantajını deÄŸil avantajlarını da yaÅŸayacak, yaÅŸamaya baÅŸladığının önemli sinyalleri var. Bu yol üzerinde;  nispeten hepimizin bildiÄŸi bu toprakların çok bilindik keçiboynuzu (harnup)  aÄŸaçları ve toplanmayı bekleyen birçok aÄŸaç. Belki de tabiat ananın bahÅŸettiÄŸi en önemli doÄŸal besinlerden bir tanesi.  2014 yılında 150 milyon USD keçiboynuzu almış Japonlar. Bir bildikleri var herhalde. Bizde ise atılı ÅŸekilde, ovalarda, daÄŸlarda toplanmayı bekliyor. Japonlar ile temas eden girÅŸimcilerimiz yaÅŸadı. Bizde harnup bol...

Kıbrıslı Türklerin yeme içme kültürü

Bu haftaki Kıbrıs yemek kültürümüz üzerine yazmaya karar verdiÄŸimde, ne kadar isabetli bir  seçim yapmışım diye düÅŸünürken,  Girne  Akpınar kavÅŸağından, Güzelyalı Otel’e yani Karşıyaka Halk Plajı’na kadar olan yol boyunca sadece yol üzerindeki, restaurant , cafe, meyhaneyi adet olarak saydım. Yanlış okumadınız kaç tane yol boyunca yemek ve içmek ile alakalı mekanları saydığımda hayretler içerisinde kaldım. 2 eksik, 3 fazla olur mu olur. Benim sayabildiklerim tamı tamına 96 (doksan altı) Girne- Güzelyurt yolu üzerindeki yerler, sırası ile Girne Jasmine Bölgesi, KaraoÄŸlanoÄŸlu, Denizkızı bölgesi, Alsancak, Lapta sahil yolu, Karşıyaka Güzelyalı  Otel’e kadarki olan bölge.  Küçücük  bir topluma, sadece anayol üzerine kurulmuÅŸ bu kadar çok restaurant, pub, cafe, bar,  take away vs.

Burada yaÅŸayan expats (yabancı yerleÅŸikler, Ä°ngiliz, Rus, Pakistan, Hindistan, Israilli, Alman, vs)  bu kültürlere yönelik açılan ve hizmet eden yiyecek içecek yerleri de  hatırısayılır  bir oranda. Sadece Kıbrıs geleneklerine göre hazırlanmış meyhane kültürünün yoÄŸunlukta olduÄŸu yerler yok anlayacağınız. Ä°ngiliz bar, publar, English Breakfast (Ä°ngiliz Kahvaltısı) hazırlayan yerler, Fransız Restaurantları, I Tai Restaurant, Indian, Ä°talyan  restaurantları, grill houselar, fish restaurantlar, steak houselar  vs.

Sanırsınız ki adada üç yüz bin kiÅŸi deÄŸil de 3 milyon kiÅŸi yaşıyor. Bir yerlerde bir hatanın olduÄŸu kesin.  Ya biz ve Kıbrıs’ta yaÅŸayan yabancı halklarımız, bizim örf ve adetlerimize uyarak her gece hayatın kaygılarından uzaklaÅŸmak için yemede içmede, ya da ülkemizde söylenildiÄŸi kadar fakirlik yok.  Åžimdi diyeceksiniz ki, kaç tanesi iÅŸ yapıyor bu yerlerin? Ä°ÅŸ yapmasalar açık durmazlardı diye düÅŸünüyorum.

Esas üzerinde durmak istediÄŸim, yıllardır aynı kültürel etkileÅŸimin bir sonucu olarak, güneyli komÅŸularımız ile, ev yemeklerimizden tutun da, bizde meyhane, onlarda taverna kültüründe mezelerimize,  zeytinyaÄŸlılarımıza kadar birçok damak tadının aynı olması. Birbiri ardına açılan meyhaneler, özellikle son yıllarda ciddi bir artış yaÅŸarken, kendi kendime bu soruyu sormuyor deÄŸilim. Bilmem kaç çeÅŸit meze, en az altı yedi çeÅŸit arasıcak, bir o kadar da anayemek , kebap , sonra da üzerine meyve ve veya tatlı.

Kesinlikle ama kesinlikle sakın sevmediÄŸimi, karşı olduÄŸumu düÅŸünmeyin, bilakis çok mutlu bir ÅŸekilde bu kültürün tadını çıkaranlardan biriyim.  Hatta gittiÄŸim yerlerde biraz da canlı müzik de varsa, o zaman daha da huzurum ve mutluluÄŸum artar. Ama sanki biraz daha dikkatli olmamızda fayda var diye düÅŸünüyorum, çünkü bazı hastalıkların tetikçisi maalesef yeme içme alışkanlıklarımız ve bundan ısrarla ödün vermeyen tavrımız. Doktora gitmemiz ve teÅŸhis konulmasına raÄŸmen, ne tansiyonumuza, öne kalbimize, ne diyabetimize dikkat etmememiz de iÅŸin bambaÅŸka bir boyutu. Sanki hepimiz yirmili yaÅŸlardaymışız gibi yaşıyoruz. Biz böyle yaÅŸarken;  Peki Avrupalılar ne yapıyor?

Slow Food International

Slow food  Interantional, 1989 yılında kurulmuÅŸ olan  yaklaşık 150 ülkede 2400 kurum ve kuruluÅŸ üyesi olan ve milyonlarca kiÅŸiye  hizmet  eden  bir  birliktir. Bu uluslararası birliÄŸin kuruluÅŸ yeri Italya ve kuruluÅŸ felsefesi ise medeniyetler düzeyinde kaybolmaya yüz tutmuÅŸ yerel tadları koruyarak; insanların hızlı yaÅŸantılarını da göz önünde bulundurarak, seçilen yiyeceklerin günlük yaÅŸantımıza etkilerini araÅŸtırmak. Ä°yi yiyecek, temiz gıda, hem tüketiciye, hem üreticiye uygun fiyat üçgeni ise hareket noktaları. Üstelik, hiyerarÅŸik yapılarını incelediÄŸimiz zaman, hızlı tüketilen yiyecek ve üretimin fast food zincirlerinin en büyük felsefik düÅŸmanı ve dünyada saÄŸlıklı beslenmenin yavaÅŸ yiyecekten, gıdadan geçtiÄŸini öÄŸreten bir yaklaşım. Daha da önemlisi;  bu kültürü bütün dünyaya yaymak için

“University of Gastronomic Sciences“ adında 2004 yılından beri faaliyet gösteren bir üniversite de kurdular. Amaç; yiyecek ve gastronomi dünyası ile baÄŸ kurup yeni nesillere, sanatsal ve endüstriyel ihtiyaçlara göre yiyecek kültürü ve üretimi yanında ayrıca eÄŸitimi saÄŸlamak. Bu arada hem lisans hem de yüksek lisans düzeyinde diploma veriyorlar. Bu çatı altında olan Terra Madre Network ise, daha fazla olgun kiÅŸilerin katıldığı ve farklı kültürdeki kiÅŸileri, farklı yiyecek kültürleri ile bir araya getirmeye yarayan bir oluÅŸum.

Gittikçe büyüyen ve adeta dünyaya yayılan gençlik aÄŸları kurarak, hijyenik, saÄŸlıklı gıdanın nasıl üretilip, ne ÅŸekilde tüketilmesi gerekliliÄŸi üzerine kurslar, sempozyumlar konferanslar veriyorlar. Kıbrıs’ın genelinde 2 adet conviva üye kiÅŸi var birisi kuzey, birisi güneyden. Kuzey Kıbrıs’ta bu üye sayısını çoÄŸaltmamız ve bu güzel kuruluÅŸun nimetlerinden faydalanmak lazım. Bende bu hafta üyelik baÅŸvurumu yapacağım.  Ayrıca; Üniversitelerimizde son yıllarda açılan gastronomi bölümlerimiz ile gittikçe fastfood karşıtı yeme içme kültürünün yerini, saÄŸlıklı beslenme, organik gıda ve tarim ayrıca, geleneksel damak tatlarımızın korunup, bunları genç kuÅŸaklara aktaracağımız kiÅŸilerin hızla çoÄŸalacağını düÅŸünüyorum.

Son yıllarda, gastronominin hızla geliÅŸip bir trent haline dönüÅŸmesinde en önemli etkenlerden birtanesi, devletin turizm potansiyeli ile birlikte ayrıca gastronomi gelenek ve kültürünü de tanıtan ve öne çıkan yöresel tadlar ile ülkelerin pazarlanmasının yardımcı olunmasını görüyoruz.  Mutfağımız Akdeniz mutfağı ile birleÅŸmiÅŸ geleneksel Osmanlı Mutfağı’nın bir karışımı.  Bu da son derece zengin bir kültüre açılan çok önemli bir kapı.   Özellikle adamızda unutulmaya yüz tutmuÅŸ en önemli tarihsel süreçte yerini çoktan almış “Kıbrıs Åžarapçılığını “ geliÅŸtirmek için devletimize yine büyük görevler düÅŸüyor. Güneyli KomÅŸularımız geçen yıl yaklaşık 20 Milyon ÅŸiÅŸe ÅŸarap ihraç ettiler ise, bizim Kuzey`de bu rakam kaçtır diye yazmayacağım, bazı geleneklerimizi biz çoktan tarihin sayfalarına gömdük.  Artık Kıbrıs Åžarabını “Sultan Süleyman”  filmlerinde duyup,  duyunca hayret ediyoruz.



Emoji Ä°le DeÄŸerlendir

0 Mutfak Haber Emoji İnanılmaz

İnanılmaz

1 Mutfak Haber Emoji MuhteÅŸem

MuhteÅŸem

1 Mutfak Haber Emoji BeÄŸendim

BeÄŸendim

1 Mutfak Haber Emoji BeÄŸenmedim

BeÄŸenmedim

0 Mutfak Haber Emoji Üzüldüm

Üzüldüm


Yorumlar