Macar şef İstanbul'a düzenlediği gastronomi turlarıyla Türk mutfağını dünyayla buluşturuyor
Yunus Emre Enstitüsü BudapeÅŸte ofisi açıldıktan sonra yaklaşık 3 yıl Kültür Koordinatörü olarak görev yapan Toth, Türkiye ve Macaristan arasında 15 yıldır "kültür ve turizm elçisi olarak" çalışmalar yürütüyor.
Türkçeyle birlikte öÄŸrenmeye baÅŸladığı Türk yemek tariflerini Ä°stanbul'a sık sık düzenlediÄŸi gastronomi turlarıyla pekiÅŸtiren ve Türk ÅŸeflerden eÄŸitim almaya devam eden Toth, gastronominin kültürler ve ülkeler arası dostlukların pekiÅŸmesindeki rolünde önemli bir aracılık üstleniyor.
Toth, yaklaşık 20 kiÅŸilik bir Macar grupla Ä°stanbul'a düzenlediÄŸi son gastronomi turunda, Türk mutfağına hayranlığını ve Ä°stanbul sevgisini AA muhabirine anlattı.
"BudapeÅŸte'de önerebileceÄŸim iyi bir Türk restoranı olmadığı için Macarları Türkiye'ye getirmeye karar verdim"
Toth, ilk kez 15 yıl önce turizm amaçlı Türkiye'ye geldiÄŸini belirterek, "Türk kültürünü ve dilini çok sevdim ve böyle bir alanda ilerlemeye karar verdim." dedi. Agnes Toth, o yıldan sonra Macaristan ve Türkiye arasında sık sık yolculuklar yaptığını ifade etti.
Özel derslerle Türkçe öÄŸrenmeye baÅŸladığını, Yunus Emre Enstitüsü (YEE) BudapeÅŸte ofisi açıldıktan sonra 3 yıl Kültür Koordinatörü olarak çalıştığını anlatan Toth, "Ben bu süreçte Türk kültürü ve mutfağıyla ilgili programlar düzenledim. Hem YEE'de hem de gönüllü olarak birçok çalışma yaptım. Oradan ayrıldıktan sonra Türk gastronomisi hakkında bir blog yazmaya baÅŸladım. Maalesef o yıllarda BudapeÅŸte'de iyi bir Türk restoranı yoktu. Macarlar döner ve baklavanın dışında pek bir ÅŸey bilmiyordu. Yemek kursları vermeye baÅŸladım. Bana BudapeÅŸte'de nerede iyi bir Türk yemeÄŸi yiyebiliriz diye soruyorlardı. BudapeÅŸte'de önerebileceÄŸim iyi bir Türk restoranı olmadığı için Macarları Türkiye'ye getirmeye baÅŸladım. Aynı zamanda Türkiye'ye gelip gittim, yemek kurslarına katıldım, Youtube'dan faydalandım, birçok Türk ÅŸefle tanıştım. Onlar da gerçekten bana çok yardımcı oldu. 15 yıl boyunca kendimi çok geliÅŸtirdim. "diye konuÅŸtu.
Türk ve Macar kültürünün benzer yanları olduÄŸu gibi farklılıklarının da olduÄŸuna dikkati çeken Toth, Türk mutfağını zengin kılan özelliklere iliÅŸkin ÅŸunları kaydetti:
"Türkiye, coÄŸrafyasından dolayı inanılmaz zengin bir gastronomi kültürüne sahip. Her bölge inanılmaz zengin ve birbirinden farklı. Ege, GüneydoÄŸu birbirinden farklı ve kendi özellikleri var. Bu yüzden Türkiye'de her ÅŸeyi bulabilirim. DoÄŸuda et, zengin ev yemekleri ve baharat kullanımı, Ege'de hafif yemekler, zeytinyaÄŸlı ve sebzeli yemekler. Herkes damak tadına göre bir ÅŸey bulabilir. Macar mutfağı zengin olsa da Türk mutfağı kadar zengin deÄŸil. Biz daha küçük bir ülkeyiz. Bununla birlikte Türk mutfağı biraz ağır. Baklava mesela inanılmaz tereyaÄŸlı ve ÅŸekerli. Her zaman tüketilmesi çok saÄŸlıklı olmasa da bayılıyorlar. Bizde meze kültürü yok ayrıca. Burada yemekler ortaya geliyor ve paylaşıyoruz bu Macarlar için yeni bir ÅŸey. Buraya gelen Macarlar mutfağı çok seviyorlar."
Macaristan ve Türkiye arasındaki benzerliklerin Osmanlı döneminden geldiÄŸini anımsatan Toth, patlıcan ve kırmızı biber kullanımının o dönemden miras kaldığını söyledi.
"Ä°stanbul hem modern hem geleneksel yönüyle Türkiye'nin bir özeti gibi"
Hem gezi hem de gastronomi turları için Ä°stanbul'a sık sık geldiÄŸini anlatan Toth, Ä°stanbul sevgisini ÅŸu sözlere anlattı:
"Ä°stanbul inanılmaz büyük bir ÅŸehir. Åžimdiye kadar yaklaşık 30 kere geldim artık saymıyorum çok seviyorum, her mahallesi birbirinden farklı. Arnavutköy'e geldik bugün mesela. Buradaki balık restoranları çok güzel. AhÅŸap binalarına bayılıyorum. Sultanahmet civarının tabii ki ayrı bir atmosferi var, camilerle, binalarla müzelerle. Kadıköy Moda'yı da çok seviyorum. Oradaki pazar, kafeteryalar en sevdiÄŸim yerler. Ä°stiklal Caddesi eskisi gibi olmasa da orayı da çok seviyorum. Kuzguncuk'u çok seviyorum, eskiden Musevilerin kaldığı bir yer. Harika bir yer. Karaköy, inanılmaz güzel kafeleri ve sahili var. Baklava yemek için oraya gidiyoruz. Balat da kafe ve kiliseleriyle muhteÅŸem. Ä°stanbul Türkiye'nin bir özeti gibi. Azınlıklar, farklı dinler, farklı diller bulabiliriz. Hem modern hem geleneksel yüzünü gösteriyor. Üsküdar mesela. Burada her ÅŸeyi bulabildiÄŸim için çok seviyorum."